Gelişimsel değerlendirme ve takip programları kapsamında uyguladığımız programlar
Floortime terapisi
Floortime Terapisi, özellikle 0-8 yaş arası çocuklara yönelik geliştirilmiş, oyun temelli bir gelişimsel terapi yaklaşımıdır. Çocuğun bireysel farklılıklarını ve gelişimsel ihtiyaçlarını merkeze alan bu yaklaşım, çocuğun duygusal dünyasına oyunla temas etmeyi hedefler. Terapist veya ebeveyn, çocuğun ilgi alanlarına dahil olarak onunla oyun zemininde bağ kurar ve gelişim basamaklarını destekler.
Floortime terapisi, otizm spektrum bozukluğu, gelişimsel gecikmeler, sosyal-duygusal zorluklar, iletişim ve etkileşim güçlükleri ile duyusal hassasiyetler gibi alanlarda destekleyici bir yaklaşım sunar. Bu terapi yöntemi, çocuğun duygusal bağ kurma kapasitesini artırır; karşılıklı iletişim becerilerini geliştirir ve oyun yoluyla öğrenmeyi teşvik eder. Aynı zamanda problem çözme, öz düzenleme ve seçim yapma becerilerinin gelişmesine katkı sağlar. Floortime, çocuğun bireysel farklılıklarını kabul eden bir çerçeve sunarak, gelişimin her adımında çocuğa özgü bir yol haritası oluşturur.
Çocukla kurulan güvenli ilişki üzerine inşa edilen Floortime süreci, ailelerin aktif katılımıyla daha etkili hale gelir ve kazanımların günlük yaşama taşınmasına olanak sağlar.
Portage gelişim ölçeği
Portage Erken Çocukluk Gelişim Ölçeği, 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimini kapsamlı ve sistematik şekilde değerlendiren bilimsel bir araçtır. Özellikle gelişimsel gecikme riski taşıyan ya da özel ihtiyaçları olan çocuklarda erken tanı ve müdahale için kullanılır. Bu ölçek, çocuğun güçlü yanlarını ve desteklenmesi gereken alanları belirleyerek, aile ve uzmanların iş birliği içinde, çocuğun doğal yaşam ortamında uygulanabilecek bireyselleştirilmiş destek programları oluşturmasına yardımcı olur.
Portage Gelişim Ölçeği’nin Değerlendirdiği Beş Temel Alan:
Bilişsel Gelişim: Çocuğun düşünme, problem çözme, dikkat ve öğrenme gibi zihinsel becerileri değerlendirilir.
Dil Gelişimi: Hem çocuğun anlama hem de kendini ifade etme yetenekleri, sözel ve sözel olmayan iletişim becerileri ölçülür.
Sosyal Gelişim: Çocuğun başkalarıyla etkileşimi, duygusal bağ kurma ve sosyal becerileri gözlemlenir.
Özbakım Becerileri: Yemek yeme, giyinme, tuvalet gibi günlük yaşam becerilerinde bağımsızlık seviyesi değerlendirilir.
Fiziksel Gelişim (Motor Beceriler): Kaba motor (yürüme, koşma gibi büyük kas hareketleri) ve ince motor (el-göz koordinasyonu, küçük kas hareketleri) beceriler incelenir.
Portage sadece çocuğun gelişimini değerlendirmekle kalmaz, aynı zamanda aileleri sürecin aktif bir parçası haline getirir. Ebeveynler, uzman rehberliğinde çocuğun gelişimini desteklemek için günlük yaşantıda uygulayabilecekleri pratik ve etkili stratejiler öğrenir. Böylece gelişimsel hedeflere doğal ve sürekli bir şekilde ulaşmak mümkün olur.
Portage gelişimsel gecikme riski taşıyan, otizm spektrum bozukluğu tanısı alan veya şüphe edilen, dil ve iletişim güçlüğü yaşayan, motor gelişiminde gerilik olan çocuklarda ve 0-6 yaş aralığında genel gelişim takibi yapılmak istenen tüm çocuklar için uygundur.
Portage, çocukların gelişimini çok yönlü ve kapsamlı biçimde değerlendirir. Ailelerle iş birliği içinde yürütülen bireyselleştirilmiş destek programları sayesinde çocuklar en uygun hızda ve ortamda gelişim gösterir. Bu yöntem, erken müdahale ve destek için ideal bir temel sağlar.
Hannen yöntemi
Hanen Programı, özellikle konuşma ve dil gelişiminde güçlük yaşayan çocuklara destek olmak amacıyla geliştirilmiş, ebeveyn odaklı bir erken müdahale programıdır. Bu program, yalnızca çocuğun değil, aynı zamanda çocuğun en büyük destekçileri olan anne ve babaların da sürece aktif olarak katılmasını sağlar.
Hanen yaklaşımında temel ilke şudur: “En iyi öğretmen, çocuğun bakımını üstlenen kişidir.” Bu nedenle program, aileleri güçlendirerek, çocuklarının iletişim becerilerini günlük yaşamın doğal akışı içinde desteklemeyi hedefler.
Hanen Programı’nın temel amaçları: çocukla kurulan etkileşim kalitesini artırmak, dil/sosyal/iletişim/ oyun becerilerini desteklemektir. Ebeveynlere, çocuklarının iletişim girişimlerine nasıl yanıt verebileceklerini öğretmektir. Günlük rutinlerde (oyun, yemek, banyo gibi) öğrenme fırsatları yaratmaktadır.
Hanen Programı; gecikmiş dil konuşma gelişimi olan, otizm spektrum bozukluğu bulunan, sosyal iletişimde zorluk yaşayan 2-6 yaş arası çocuklar için uygundur. Program, çocuklara bireysel seanslarla değil, aileye yönelik grup çalışmaları ve birebir rehberlik ile yürütülür.
Hanen’in farklı ihtiyaçlara yönelik geliştirilmiş çeşitli alt programları bulunmaktadır:
Hanen Programı, yalnızca bir terapötik yöntem değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı önerir. Çocukların dil gelişimini sadece seans odasında değil, evde, parkta, mutfakta, her yerde desteklemeyi mümkün kılar. Aile katılımı yüksek, etkili ve bilimsel dayanaklı bir yaklaşımdır.
Prep-r
PEP-R (Psiko-Eğitsel Profil – Gözden Geçirilmiş), özellikle otizm spektrum bozukluğu (OSB) başta olmak üzere gelişimsel farklılıklar gösteren çocukların değerlendirilmesinde kullanılan, güvenilir ve bilimsel temelli bir gelişimsel değerlendirme aracıdır. Bu ölçek, çocuğun sadece güçlü yönlerini ve zorluklarını tespit etmekle kalmaz; aynı zamanda bireyselleştirilmiş bir eğitim ve destek planı oluşturmak için değerli veriler sunar.
PEP-R, çocuğun gelişimsel düzeyini ve öğrenme tarzını bütüncül bir şekilde değerlendirerek çocuğun iletişim becerileri, motor gelişimi (ince ve kaba motor), görsel-işitsel algısı, bilişsel yetiler, sosyal ilişki ve duygusal tepkiler, kişisel bakım becerilerini kapsamaktadır. Bu detaylı değerlendirme sayesinde, her çocuk için en uygun gelişimsel hedefler belirlenebilir. Özellikle otizm tanısı almış veya bu alanda risk altında olan çocuklar için erken müdahale sürecinin yapılandırılmasında önemli bir rehber niteliği taşır.
PEP-R uygulaması, çocuğun bilişsel ve davranışsal tepkilerinin doğal bir ortamda, oyun temelli etkileşimlerle gözlemlenmesine dayanır. Uygulayıcı, çocuğun katılım gösterdiği görevlerdeki tepkilerini sistematik olarak değerlendirir. Bu yönüyle PEP-R, yalnızca bir test değil, aynı zamanda çocuğun gelişim profilini anlamaya yönelik kapsamlı bir gözlem sürecidir.
Pep-r 2-7 yaş arası gelişimsel farklılık gösteren, otizm spektrum bozukluğu tanısı almış ya da risk altında olan ve gelişimsel gecikme ya da iletişim güçlüğü yaşayan çocuklar için uygulanır. PEP-R, çocuğun tanı sürecine katkı sağlamasının yanı sıra, ailelere ve uzmanlara yol göstererek, bireye özel destek planlarının oluşturulmasına olanak tanır. Çünkü her çocuk farklıdır.
PEP-R, klasik testlerden farklı olarak çocuğun öğrenme biçimini, tepkilerini ve etkileşim tarzını daha yakından tanımamıza yardımcı olur. Bu değerlendirme sayesinde çocuk yalnızca bir “puan” üzerinden değil, çok boyutlu bir gelişimsel çerçevede ele alınır.
ABA (Uygulamalı Davranış Analizi)
ABA, yani Uygulamalı Davranış Analizi (Applied Behavior Analysis), bireylerin davranışlarını gözlemleme, analiz etme ve sistematik müdahaleler yoluyla değiştirmeyi hedefleyen bilimsel bir yaklaşımdır. Özellikle otizm spektrum bozukluğu (OSB) tanısı alan çocukların eğitiminde dünyada en yaygın kullanılan ve etkililiği bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlerden biridir. ABA’nın temel amacı, çocuğun öğrenme ortamında olumlu davranışların artırılmasını sağlamak, olumsuz ya da işlevsiz davranışları ise azaltmaktır. Bu yaklaşımda her çocuğun bireysel ihtiyaçları, güçlü yönleri ve öğrenme tarzı dikkate alınır ve böylece çocuğa özel yapılandırılmış müdahale planları oluşturulur.
ABA terapisi; dil ve iletişim becerilerinden sosyal becerilere, özbakım ve günlük yaşam becerilerinden akademik ön becerilere (renk, şekil, sayı vb.), problem davranışların azaltılmasından oyun becerilerine ve göz teması, ortak dikkat ile taklit gibi temel gelişim alanlarına kadar geniş bir yelpazede destek sağlar. Her beceri küçük adımlara bölünerek sistemli bir biçimde öğretilir; bu yoğun, tekrara dayalı ve yapılandırılmış süreçte çocukların başarıları pekiştirilir ve öğrenme kalıcı hale getirilir.
ABA terapisinin temel ilkeleri arasında çocuğun mevcut davranışlarının gözlemlenip analiz edilmesi, geliştirilmesi ya da azaltılması istenen hedef davranışların belirlenmesi, olumlu davranışların pekiştirilmesi için ödüllendirilmesi, süreç boyunca düzenli veri toplanması ve ilerlemenin izlenmesi, gerektiğinde programların revize edilmesi ve öğrenilen becerilerin farklı ortamlara, kişilere ve durumlara aktarılması yer alır.
Merkezimizde ABA terapisi, alanında eğitim almış uzmanlarımız tarafından çocuğun bireysel ihtiyaçları doğrultusunda planlanmakta olup, bire bir seanslar halinde yürütülür. Gerekli durumlarda doğal ortam öğretimi ve oyun temelli ABA teknikleriyle desteklenmekte, ayrıca aileler sürece dahil edilerek ev uygulamaları ve genelleme çalışmaları konusunda yönlendirilmektedir. Terapinin etkili olabilmesi için çocuğun yoğunluk ve süre açısından yeterli katılım sağlaması önemlidir ve haftalık programlar çocuğun yaşına, beceri düzeyine ve hedeflerine göre esnek biçimde yapılandırılır.
ABA’yı tercih etmenin başlıca nedenleri arasında bilimsel temellere dayanması ve etkinliğinin kanıtlanmış olması, davranışların nedenlerini derinlemesine analiz ederek yüzeysel değil köklü çözümler sunması, her çocuk için bireyselleştirilmiş programların oluşturulması ve aile eğitimleriyle sürecin ev ortamına da yayılması yer almaktadır.
Çocuklar İçin Projektif Testler
Çocukların duygu dünyalarını, içsel çatışmalarını ve yaşadıkları psikolojik süreçleri anlamak bazen doğrudan konuşarak mümkün olmayabilir. Bu noktada projektif testler, çocukların kendilerini dolaylı yollarla ifade etmelerini sağlayan etkili psikolojik değerlendirme araçlarıdır. Klinik gözlemle birlikte kullanıldığında çocuğun iç dünyasına dair önemli ipuçları verir. Su Psikoloji’de kullandığımız başlıca projektif testler şunlardır:
Zihin kuramı
Zihin Kuramı (Theory of Mind), bireyin kendi zihinsel durumlarını ve başkalarının duygu, düşünce, inanç, arzu, niyet gibi zihinsel durumlarını anlama ve bu bilgiyi sosyal etkileşimlerde kullanma becerisidir. Başka bir deyişle, bir çocuğun “ben ne biliyorum” ile “karşımdaki ne biliyor”u ayırt edebilmesi, bir başkasının farklı bir bakış açısına sahip olabileceğini fark edebilmesi zihin kuramının geliştiğini gösterir. Bu beceri, çocuğun sosyal dünyayı anlaması, iletişim kurması, empati geliştirmesi ve ilişkiler kurabilmesi için temel bir yapı taşıdır.
Zihin Kuramı doğuştan kazanılan bir beceri değildir; erken çocukluk döneminde adım adım gelişir. İlk olarak, çocuklar 2–3 yaşlarında temel duyguları — mutluluk, üzülme, öfke, korku gibi — yüz ifadeleri ve ses tonlarıyla eşleştirmeye başlar. 3 yaş civarında, farklı insanların farklı arzulara sahip olabileceğini kavrarlar; örneğin “Ben dondurma isterim ama annem istemez.” gibi. 3–4 yaşlarında başkalarının kendisinden farklı bilgiye sahip olabileceğini anlamaya başlar. 4–5 yaş aralığı, en temel zihin kuramı göstergesinin ortaya çıktığı dönemdir. Bu dönemde çocuklar, bir kişinin inancının gerçeklikten farklı olabileceğini kavramaya başlar. Bu, klasik Sally-Anne testi gibi yanlış inanç testleriyle ölçülebilir. 6 yaş ve sonrasında ise çocuklar daha karmaşık, çok katmanlı zihinsel durumları anlamaya başlar; örneğin “Ali, Ayşe’nin onun hakkında ne düşündüğünü düşünüyor” gibi. Ancak bu aşamalar, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda ya da gelişimsel farklılık yaşayan çocuklarda gecikmeli ya da atipik şekilde gelişebilir.
Zihin Kuramı’nın gelişmediği durumlarda çocuklar, başkalarının bakış açısını anlamakta, neden-sonuç ilişkisi kurarak davranışları yorumlamakta, empati kurmakta, mizah ya da mecazları anlamakta ve sosyal ilişkilerde uygun tepkiler vermekte zorluk yaşayabilirler. Bu durumlar, sosyal etkileşimlerde çatışma, yanlış anlaşılma veya içe kapanma gibi sorunlara yol açabilir.
Merkezimizde Zihin Kuramı becerilerini desteklemek amacıyla çocuğun gelişim düzeyine uygun yapılandırılmış bireysel ya da küçük grup temelli çalışmalar yürütülmektedir. Süreçte duygu tanıma çalışmaları (yüz ifadeleri, beden dili), sosyal hikâyeler ve senaryolar, rol yapma ve kukla oyunları, görsel destekli etkinlikler (resim kartları, video modelleme), yanlış inanç ve bakış açısı alma çalışmaları ile empatiyi geliştiren hikâye anlatımı ve tartışmalar gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Her çocuk için ön değerlendirme süreci sonrası bireyselleştirilmiş hedefler belirlenmekte ve gelişimi düzenli aralıklarla izlenmektedir.
CAS
5-17 yaş aralığındaki çocuk ve ergenlerin zihinsel işleyişlerini değerlendirmek amacıyla uygulanan bireysel bir ölçme aracıdır. PASS teorisine (Planlama, Dikkat, Eşzamanlılık, Ardıllık) dayalı olarak geliştirilmiş olan bu test, bireyin bilişsel süreçlerini dört temel alanda inceler: Planlama (strateji kurma, problem çözme), Dikkat (uyaranlara odaklanma ve dikkati sürdürebilme), Eşzamanlılık (bütünsel düşünme, görsel-uzamsal ilişkileri kurma) ve Ardıllık (sıralama, takip etme ve işlemleme becerileri). CAS testi, özellikle dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, gelişimsel farklılıklar ve bilişsel performansın detaylı olarak anlaşılmasının önemli olduğu durumlarda tercih edilir. Test sonuçları sayesinde çocuğun güçlü ve desteklenmesi gereken yönleri belirlenir; bu doğrultuda akademik başarıyı destekleyici bireysel danışmanlık programı oluşturulur. Bu program, çocuğun öğrenme süreçlerini kolaylaştırmayı, potansiyelini daha etkin kullanmasını sağlamayı ve ders başarısının yanı sıra içsel motivasyonunu da artırmayı hedefler.
Her bireyin benzersiz gelişim sürecine saygı duyarak, psikolojik danışmanlık hizmetlerimizi bilimsel yöntemler ve etik ilkeler doğrultusunda sunuyoruz. Amacımız, bireylerin içsel potansiyellerini keşfetmelerine, kişisel farkındalıklarını artırmalarına ve yaşamlarını daha sağlıklı, dengeli ve anlamlı bir şekilde sürdürebilmelerine destek olmaktır. Bu doğrultuda, ihtiyaçlarınıza uygun profesyonel çözümlerle yanınızda yer alıyor; duygusal, zihinsel ve sosyal açıdan daha doyumlu bir yaşam için birlikte çalışıyoruz.