Çocukluk ve ergenlik dönemi; duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimin en yoğun yaşandığı evrelerdir. Bu süreçte çocuklar ve ergenler zaman zaman kendilerini ifade etmekte zorlanabilir, davranışsal ya da duygusal zorluklar yaşayabilirler. Bazen bu zorluklar, geçici yaşam olaylarından kaynaklanabileceği gibi, daha derin duygusal çatışmaların da bir yansıması olabilir. Psikoterapi, tam da bu noktada, çocukların ve ergenlerin kendi iç dünyalarını tanımalarına, duygularını anlamlandırmalarına ve daha sağlıklı baş etme becerileri geliştirmelerine destek olmayı amaçlar.
Merkezimizde çocuk ve ergenlerle yürüttüğümüz psikoterapi süreci, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Şema Terapi temelli olarak yapılandırılır. BDT, çocukların düşünce-duygu-davranış ilişkisini fark etmelerine ve günlük yaşamda karşılaştıkları zorlayıcı durumlarla başa çıkmalarına yardımcı olurken; Şema Terapi ise daha derin düzeyde duygusal ihtiyaçların, kalıplaşmış inançların ve erken dönem yaşantıların üzerine çalışmayı mümkün kılar. Bu süreçte yalnızca çocuğun içsel dünyasına odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda ebeveynlerle aktif bir iş birliği geliştirerek ebeveyn koçluğu desteği de sağlıyoruz. Böylece çocukların ev ortamında da duygusal olarak desteklenmesi hedefleniyor.
Amaç; aileyi eleştirmek ya da eksiklikleri işaret etmek değil, onların da kendi iç dünyalarına temas ederek daha bilinçli, daha duyarlı ve güçlü bir şekilde çocuklarının yanında olmalarını sağlamaktır. Süreç boyunca aile ile açık bir iletişim kurularak, ihtiyaç duyduklarında destek alabilecekleri bir ilişki ağı sunulur.
Bu iş birliği sayesinde çocuk yalnızca terapide değil; evde, okulda ve sosyal çevresinde de duygusal olarak desteklendiğini hisseder. Böylece ruhsal gelişim çok yönlü ve sürdürülebilir bir şekilde desteklenmiş.
Terapötik sürecin etkili olabilmesi için çocuğun çevresel koşullarını da göz önünde bulunduruyoruz. Bu doğrultuda, okullardaki rehberlik servisleri ve öğretmenlerle iletişim halinde kalarak çok yönlü bir destek sistemi oluşturuyoruz. Özellikle eğitim ortamında gözlenen davranışların ve çocuğun sosyal ilişkilerinin terapötik sürece yansımaları oldukça kıymetlidir. Aile ile okul arasında kurulan bu köprü, çocuğun hem duygusal hem akademik gelişimini güçlendirir.
Her çocuk ve ergen biriciktir ve terapi süreci bu özgünlüğe saygı duyan bir yaklaşımla ilerler. İlk görüşmelerde çocuğun gelişimsel ihtiyaçları değerlendirilir, ardından uygun terapi yöntemi belirlenir. Terapi sürecinde çocukların kendilerini en rahat şekilde ifade edebilmeleri için oyun, resim, hikâye gibi yaratıcı araçlardan faydalanılır. Ergenlerle yapılan çalışmalarda ise daha sözel teknikler ve birlikte düşünmeye dayalı bir süreç yürütülür. Aileye düzenli aralıklarla geri bildirim sunulur ve gerektiğinde ebeveyn danışmanlığı ile sürecin evde de desteklenmesi sağlanır.
Çocuk ve ergen psikoterapisi yalnızca bir “sorunu çözme” aracı değildir. Aynı zamanda bireyin kendini tanıma, duygularını ifade etme, ilişkilerinde güvenli bağlar kurma ve içsel gücünü keşfetme yolculuğudur. Bu yolculukta çocuğun yanında olmak; sadece bugününü değil, yarınını da desteklemek anlamına gelir.
Her bireyin benzersiz gelişim sürecine saygı duyarak, psikolojik danışmanlık hizmetlerimizi bilimsel yöntemler ve etik ilkeler doğrultusunda sunuyoruz. Amacımız, bireylerin içsel potansiyellerini keşfetmelerine, kişisel farkındalıklarını artırmalarına ve yaşamlarını daha sağlıklı, dengeli ve anlamlı bir şekilde sürdürebilmelerine destek olmaktır. Bu doğrultuda, ihtiyaçlarınıza uygun profesyonel çözümlerle yanınızda yer alıyor; duygusal, zihinsel ve sosyal açıdan daha doyumlu bir yaşam için birlikte çalışıyoruz.